30 Ocak 2017 Pazartesi

TATLIYI DÜŞÜNMEDEN DÜŞÜNMEMEYİ DÜŞÜNMEK

Sigarayı bırakmaya kararlıyızdır ve sigarayı asla düşünmemeye çalışırız. Tatlıdan uzak durmalıyızdır ve tatlıyı hiç düşünmemeye uğraşırız. Bizi çok kızdırmıştır ve bütün benliğimizle onu düşünmemeye çabalarız.
Bizi kızdıran, durduran, yüzümüzü solduran ne varsa bir yandan onu düşünmemeye çalışırız bir yandan da sürekli olarak onu sayıklarız. Peki bu işin içinden acaba nasıl çıkarız?


























Gelin bu durumu çok daha iyi anlayabilmek için basitten bile basit bir oyun oynayalım. Oyu basit ama sizi bekleyen görev belki de dünyanın en zor görevi. 
Oyunu başlatıyorum. Oyundaki göreviniz şu, kutup ayısını düşünmemek. Evet, kutup ayısını düşünmeyin. Kutup ayısını düşünmeyin. Düşünmeyin. Hala düşünüyorsunuz. Unutun kutup ayısını. Başarabildiniz mi? Kutup ayısını düşünmeden kaç saniye geçirebildiniz?

İşte böyle; düşünmeyi istemediğimiz her durumda kendimizi daha da düşünce denizinde çok daha derinlere dalmış bulabilirsiniz. Buna kutup ayısı etkisi denir. Buna benzer bir araştırmada çikolata yemekle ilgili bir deney yapılmış.
Erskine ve Georgiou’nun yaptığı çalışmada katılımcılar 3 gruba ayırılmış. Deneye katılan birinci gruptakilerden çikolata düşünmeleri, ikinci gruptakilerden çikolata düşünmemeleri istenirken, üçüncü gruptakilerden ise herhangi bir şey istenmemiş. Bütün gruplara, düşüncelerini not etmeleri söylenmiş. Deneyin bir sonraki adımında da masaya getirilen birçok çikolatanın tadını değerlendirmeleri beklenmiş. Deneyin bu kısmı asıl dikkat çeken kısım. Deneklerin, değerlendirme için ne kadar miktarda çikolata yediğini tahmin edebiliyor musunuz?
Bir düşünceyi bastırma çabası, o düşünceyle zihnin daha fazla meşgul olmasına neden olmuş. Burada oluşan şey aslında bir eko etkisi. Şimdi biz yine o tatlı mı tatlı kutup ayısına dönelim. Kutup ayısını hayatımızdan çıkarmak istiyorsak, kendimize sürekli olarak ‘onu hayatından çıkart’, ‘onu bir daha görme’, ‘onu düşünme’ deyip durmayı bırakmalıyız.


Çikolata düşünmeleri istenen grubun daha fazla çikolata yediği gözlemlenmiş.
Sigarayı bırakmak için uygulanan bazı yöntemlerde olduğu gibi o süreçte içilen sigara miktarını günlük olarak not almak, içilen sigara sayısının git gide azalmasını sağlasa ve hatta sonunda sigara bırakılsa bile bu çok uzun sürmez, kişi sigara içmeye yeniden başlar. Zihin çok uzun süre sigara içmekle meşgul edilmiştir, bu istek bastırılmaya çalışılmıştır ve ne yazık ki sonra yanlış davranış eko etkisiyle yeniden yaşanmaya başlanmıştır. Çok ilginçtir ki sigara içmemeyi düşünmeyi bıraktıklarında, içtikleri sigara sayısı gerçekten azalmıştır.
Yani eğer tatlıyı hayatımızdan çıkarmak istiyorsak, kendimize sürekli ‘tatlı yememeliyim’ demek yerine, ‘ben artık sağlıklı şeyler yiyorum’ dememiz çok daha doğru. 

Böylelikle zihnimiz sürekli bu davranışı bastırmaya uğraşmaz, dolayısıyla eko etkisi yaratmaz hem de tatlı ile aramıza mesafe koymamız ve giderek o mesafeyi daha da açmamız kolaylaşır.


Sevgi ve iyilikle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder