1 Mart 2017 Çarşamba

HEMODİYALİZ VE BESLENME

Bazen, herkesin her zaman yapabildiklerini yapamadan hayatımızı sürdürmek zorunda kalabiliriz. Bazen pek çok alışkanlığımızdan, günlük rutinimizden ve hatta onlarsız yaşayamayız zannettiğimiz şeylerden vazgeçmek zorunda kalabiliriz. Bazen sağlıklı bir yaşam sürebilmek için her zamankinden daha fazla çaba göstermek, daha özenli olmak, attığımız her adıma daha çok dikkat etmek zorunda kalabiliriz.


























Yine de bütün bunlar hayattan keyif almamıza, her şeyi yoluna koymamıza, oyunun kuralını yeniden yazıp hayatımızı buna göre organize etmemize engel değil.
Hemodiyaliz sürecinde de başlangıçta bazı sıkıntılar ve alışma sorunu yaşasanız bile bu yazıdaki beslenme önerilerimiz sayesinde süreci çok daha sağlıklı geçirmeniz mümkün olur.

Hemodiyalizde beslenme neden çok önemli?
Doğru beslenme ile hastalığın ilerlemesi durdurulabilir ve oluşabilecek komplikasyonlar önlenebilir. Bu nedenle de beslenme biçimi hemodiyaliz sürecinde çok önemlidir ve hatta tedavinin bir parçasıdır.

Hemodiyaliz hastalarında beslenme tedavisinin amacı nedir?

·       Hastanın beslenme durumunu düzeltmek ve/veya korumak
·       Üre ve kreatinin düzeylerini düşürmek ve yükselmesini engellemek
·       İştahsızlığı önlemek
·       Aşırı sıvı alımını önlemek
·       Kusma ve diyareye bağlı sıvı ve elektrolit kayıplarını kontrol altına almak
·       Hipertansiyon ve kemik ağrılarını önlemek
·       İdeal ağırlığı korumak
·       Özellikle hemodiyaliz hastalarında sıklıkla görülen kan yağlarında yükselmeyi önlemek
·       Diyabeti olan hemodiyaliz hastalarının kan şekerini istenilen seviyede tutmak
·       Kalsiyum ve fosfor dengesini koruyarak kemik ağrılarının oluşumunu ve kemiklerde ortaya çıkabilecek fonksiyon bozukluklarını önlemek
·       Kandaki potasyum değerini istenilen düzeyde tutmak

Diyaliz hastalarının protein ve enerji alımı nasıl olmalı?
 
Diyaliz hastaları normal sağlıklı bireyler kadar günlük kalori almalı (35 kcal/kg/gün). Bu miktarda enerji, hastanın kilo alıp vermesini stabilize eder. Hemodiyaliz hastalarında protein alımı çok önemli. Hasta, diyalize başlamadan önce kısıtlı protein alıyorsa bile diyalize girmeye başladıktan mutlaka yeterli miktarda protein almaya dikkat etmeli.  Hemodiyaliz sırasında protein yıkımı bir miktar artıyor ve proteinlerin yapıtaşları olan aminoasitler önemli ölçüde kayba uğruyor. Hastalardaki protein yetersizliği, beslenme bozukluğuna ve sonuçta da çeşitli infeksiyonlara karşı vücut direncinde azalmaya sebep oluyor. Hastaların yeteri kadar protein alması ve hatta proteinin büyük kısmını da yağsız et ve yumurta gibi yüksek biyolojik değerli protein kaynaklarından alması çok önem taşıyor.

Diyaliz hastalarının potasyum alımı nasıl olmalı?
 
Potasyum, yiyeceklerde bulunan önemli bir mineral. Kasların ve kalbin çalışmasına yardımcı oluyor. Potasyumun kanda yüksek oranda bulunması tehlikeli. Bu nedenle diyaliz hastaları için yüksek potasyum içeren yiyeceklerin sınırlandırılması büyük önem taşıyor. Sebze ve kuru baklagiller içeren yemekleri yaparken bir kez haşlamak ve sonra haşlama suyunu dökmek önemli çünkü böylece yiyeceklerdeki potasyum azaltılmış oluyor.

Potasyum içeren yiyecekler

·       Ispanak, semizotu, pazı, enginar, asma yaprağı, karalahana, patates, havuç, mantar gibi sebzeler...
·       Muz, kavun, kayısı, kivi, böğürtlen, kuru meyveler (kuru kayısı, kuru incir, kuru üzüm, kayısı pestili, hurma, kuru erik vb) gibi meyveler ve bu meyvelerden yapılan kompostolar...
·       Çikolata, kahve, kakao, neskafe, pekmez...
·       Barbunya, kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur...
·       Kabak çekirdeği, ayçiçeği çekirdeği, badem, fındık, antepfıstığı, yer fıstığı gibi çerezler...

Diyaliz hastalarının fosfor alımı nasıl olmalı?
 
Fosfor, özellikle proteinden zengin besinler olmak üzere besinlerin çoğunda bulunan bir mineral. Kanda fosforun yüksek seyretmesine bağlı olarak kemik ağrılarına, kaşıntıya ya da uzun dönemde kemik kırılmalarına ve eğrilmelerine neden olabiliyor. Hemodiyaliz sürecindeki diyette aşırı potasyum içeren besinlerin sınırlandırılması gibi yüksek miktarda fosfor içiren besinlerin de sınırlandırılması büyük önem taşıyor.

Fosfor içeren besinler

·       Süt, peynir, yoğurt gibi süt ve ürünleri (özellikle kaşar peyniri ve süt tozu)...
·       Çikolata, kahve, kakao, neskafe...
·       Barbunya, kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur...
·       Kabak çekirdeği, ayçiçeği çekirdeği, badem, fındık, antepfıstığı, yer fıstığı...

Diyaliz seansları arası kilo kontrolü
 

Diyaliz hastalarında sıvı kontrolü önemli. Diyalize giren hastaların çoğunun hiç idrarı olmadığından, içilen su ve diğer içeceklerle besinlerdeki sıvı vücutta birikir. Bu nedenle de iki diyaliz arasında 1,5-2 kg üzerinde kilo almamaya dikkat edilmeli. Seanslar arası ağırlık artışı değerlendirirken, diyetle kullanılan tuz miktarı da ele alınmalı. Fazla tuz alımı, hastanın tansiyonunun yükselmesine, fazla susamasına ve bunun sonucunda da fazla su içmesine neden olur. 4 saatlik bir hemodiyaliz seansında 2,5 litreden fazla sıvı çekiliyorsa (UF yapılıyorsa), seans sırasında kramplar ve hipotansiyon atağı denen tansiyon düşmesi ortaya çıkar. Yani vücuttaki fazla suyu çekmek zorlaşır. O seansta çekilemeyen fazla su, vücutta birikir ve sonraki seansa kalır. Bir dahaki seans gününe dek yeni alınan ağırlık artışı da eklenir ve sıvı birikimi vücutta kalıcı hale gelir. Bu durumda kalıcı hipertansiyon gelişir ve kalbin üzerinde fazla suyun oluşturduğu yük sürekli olur.

Tuz içeriği yüksek olan yiyecekler 

·       Hazır konserveler ve dondurulmuş yiyecekler
·       Pastırma, salam, sosis gibi işlenmiş etler
·       Cips ve kraker gibi yiyecekler
·       Hazır çorbalar ve et/tavuk bulyonlar
·       Ev yapımı veya hazır salçalar

Sıvı tüketimini azaltmak için öneriler

·       Sabah kalkınca, o gün içeceğiniz ölçülü suyu bir kaba doldurun ve gün boyunca aynı kabı kullanın.
·       Buzdolabının kapağına bir kağıt yapıştırıp her su içişinizi ve miktarınızı yazın ki ne
·       kadar su içtiğinizi bilin.
·       Her tür sıvıyı küçük bir bardakta için.
·       Tuz içeriği fazla gıdalardan uzak durun.
·       Yemekler arasında diyetisyenin izin verdiği meyvelerden yiyin.
·       Ağız kuruluğuna karşı, ince kesilmiş limon kabuğu çiğneyin.
·       İlaçları yemek sırasında içtiğiniz su ile için.
·       Mümkün olduğunca oyalayıcı işler yapın.
·       Ağzınızda suyu çalkalayın fakat içmeyin.
·       Sakız çiğneyin.
·       Kışın ağız kuruluğunu önlemek için kalorifer peteklerinin üzerine bir kap su koyun.
·       Bu süreç öncesindeki yaşamınızda evde su içtiğiniz alanlar genelde hep aynı yerler ise oralardan mümkün olduğunca uzak durun ki su içme refleksiniz tetiklenmesin.

YAĞLAR VE KOLESTEROL
  • Diyetimizde tercih etmemiz gereken yağ çeşidi sıvı yağlar olmalı. Hayvansal ve katı yağlar kolesterolün yükselmesine, kalp damar problemlerinin ortaya çıkmasına ve fazla kilo alımına neden olur. 

·       Tereyağı, kuyruk yağı ve katı yağlardan uzak durun. 
·       Et yemeklerinizi pişirirken içine yağ eklemeyin.
·       Kızartma ve kavurmalardan uzak durun.
·       Tavuk etinin derisini ve kırımızı etin görünen yağlarını temizleyin.
·       Sakatatlar ve salam, sosis, sucuk gibi yiyeceklerden uzak durun.
·       İçeriği bilinmeyen yiyecekleri tüketmeyin.
·       Süt, yoğurt ve peynirin tam yağlı olanlarını tüketmeyin.