13 Nisan 2017 Perşembe

OSTEOPOROZDA BESLENME

OSTEOPOROZ BESLENMESİ EŞİTTİR KALSİYUM VE DOĞAL MİNERALLİ SU

Yediklerimiz ve hiç yemediklerimiz, düşündüklerimiz ve düşünmeyi hiç düşünmediklerimiz, yaptıklarımız ve ne olursa olsun yapmadıklarımız... Vücudumuzun içinde olan biteni belirleyen de tam olarak bunlar.
Yediklerimizi ve düşündüklerimizi değiştirerek vücudumuzdaki neredeyse her şeyi değiştirebileceğimizi çoktandır biliyoruz. O halde neden yapmıyoruz?
Osteoporoz döneminde de süreci esas belirleyen etkenlerin başında beslenme şeklimiz geliyor. Size hiç de zor, zahmetli, karmaşık ve demoralize edici gelmesin; yapmanız ve bilmeniz gerekenler son derece basit. Yeter ki bu dönemde en iyisini yapmaya kararlı olun.

Osteoporoz nedir?
Osteoporoz, toplam kemik kütlesinin azalmasıyla karakterize bir hastalıktır. Kemik kitlesinin azalmasıyla kemikler zayıflar ve normalden çok daha kolay kırılabilir duruma gelir. Gelişmiş ülkelerde en sık görülen kemik hastalığıdır.
Kimlerde görülür?
Genellikle 50 yaşını aşmış ve menopoza girmiş kadınlarda görülür. Menopozdan sonraki dönemde kadınların çoğunda, erkeklerde ise 55 yaş sonrası kemik kütlesinde kayıplar oluşur. Kadınlarda bu oran erkeklere kıyasla daha yüksektir.
Osteoporozun sebepleri nelerdir?
Menopozda östrojen azalması
Yetersiz kalsiyum ve D vitamini alımı
Kalsiyum emiliminin azalması
İdrarla kalsiyum atımının artması
Sigara içmek, aşırı alkol ve kafein kullanmak
Yetersiz fiziksel aktivite, fazla protein alımı

Günde ne kadar kalsiyum almalıyım?
Günlük kalsiyum alımı sağlıklı bir bireyde 1000 mg düzeyinde olmalı. Tabii bu normal koşullar için geçerli. Kadınlarda menopoz sonrası dönemde günde 1500 mg,  adölesanlarda ise günde 1200 mg alınmasını öneriyoruz.

Kalsiyum kaynakları neler?
Kalsiyumun en iyi kaynakları süt ve süt ürünleri. Günde 2 su bardağı süt ve yoğurt tüketmek, günlük kalsiyum gereksiniminin yarısından fazlasını karşılar. Sütün şekeri olan laktozu sindiremeyen yani laktoz intoleransı olan kişilere ya da başka bir nedenle süt ve süt ürünlerini tüketemeyen kişilere ise yüksek kalsiyumlu doğal mineralli suları içmelerini tavsiye ediyoruz.
Kalsiyum denilince genelde ilk akla gelen süt, peynir vs olur ama pekmez, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler ve kuruyemişler de iyi kalsiyum kaynaklarıdır.

Kalsiyum alımını ve kullanımını neler etkiler?
Yüksek protein alımına dikkat etmelisiniz. Sağlıklı bireylerde önerilen günlük protein alımı 1 kg’dır çünkü diyetle yüksek protein alımı, idrarla kalsiyum atımını artırır. Bununla birlikte proteinin artık ürünleri (üre, ürikasit) idrar ph’ını etkilerler. Bu nedenle ph değeri yüksek, sodyum oranı düşük ve doğal mineralli su içmelisiniz. Aşırı tuz alımı da kalsiyumun idrarla atımını arttırır. Bu nedenle yüksek sodyum içeren yiyeceklerden uzak durmalısınız.

Alkollü içeceklerden ve kafeinden uzak durmalısınız. Alkol kalsiyum emilimini engeller, kafein ise idrarla kalsiyum atımını artırır. Ayrıca kafein ve alkol vücut suyunun kaybedilmesine neden olur. Eğer alkol ve kafeinli içecekler tüketiyorsanız hem vücut suyunuzu korumak hem de kalsiyum kaybınızı gidermek için PH değeri ve kalsiyum düzeyi yüksek, doğal mineralli su tüketmenizde fayda var.

Kemik kitlenizi korumak ve hatta arttırmak, yaşam boyu olduğu gibi bu dönemde özellikle önemli. Sporu yaşamınızın bir parçası haline getirmeniz işte bu yüzden çok ama çok gerekli.

Egzersiz sırasında ve sonrasında mineral kayıplarınızı gidermek ve oluşan asidik ortamı ortadan kaldırmak için de önerimiz ph değeri yüksek doğal mineralli su.

İyilikle,

Diyetisyen Özlem Uyanık Ökesli